15 Nisan 2012 Pazar

Yeni Teşvik Paketi Üzerine




                                                   Yeni Teşvik Paketi

Yeni teşvik paketi teknik detayları tam olarak ortaya konmasa da, yol haritası ve iskeletiyle kamu oyuyla paylaşıldı. Teşvikler çoğu zaman devletin ekonomiye müdahalesi ve bir haksız rekabet unsuru olarak serbest piyasacılar tarafından arzulanmayan durumlar olarak tanımlanabilmektedir. Hükümetleri teşvik uygulamalarına iten, öncelikle mevcut sanayilerini güçlü sanayi ülkelerinin rekabetinden korumaktır.  

Ekonomik olarak cari açık problemimiz en öncelikli makro sorun olarak gösterilmekte ve bölgeler arası gelişmişlik farklarının azaltılması hedeflenmekte. Bu teşvik paketi ise bu sorunlara bir çözüm olarak algılanmakta. Bunlar ekonomik olarak yapısal sorunlarımız ama önemli bir sorun daha var ki, bu sorunun çözümün de bu soruna dolaylı olarak değil de doğrudan odaklanılması gerekiyor. Bu sorunda gelir dağılımı adaletsizliğinden başka bir şey değil.

Yeni teşvik paketiyle istihdam yapımızda bir değişiklik olacağı kesin ancak bu değişimin gelirin adil dağılımına katkı sunmasını da politika belirleyicilerinin, bunu doğrudan bir ekonomi politikası amacı olarak teşvik paketinin muhteviyatına katmalarıyla mümkün olabilecektir.

Yakın Geçmişten Teşvik Uygulamaları

İktidara geldiği günden bu yana Ak Parti hükümetlerinin teşvik uygulamalarını olduğunu görüyoruz. 2004 yılında 5084 sayılı kanunla başlayan Ak Parti hükümetlerinin her teşvik uygulaması bir öncekinin düzeltilmiş ve ihtiyaçlara  cevap veren yeni bir çabası gibi duruyor.
2006 yılında 5084 sayılı kanunda değişiklik yapan 5035 sayılı kanunun yürürlüğe girmesinden sonra 2009 yılında yeni teşvik uygulamasına geçildi ve ardından  2012 teşviki olarak anacağımız yeni teşvik paketi ana hatlarıyla açıklandı. 
  
 5084 ve 5035 sayılı kanunlarla kişi başına gelirin 1500 doların altında olduğu 49 il desteklendi. Bu teşviklerin kanunda belirtilen amaçları ile bu illerde vergi ve sigorta teşvik primleri uygulamak, yatırımlara bedelsiz arsa ve arazi temin etmek suretiyle yatırımların ve istihdamların arttırılması gibi 3 çeşit destek aracına başvurulmaktaydı. Bu teşvik paketiyle 49 il aynı statüde değerlendirildiğinden , göreceli olarak daha fazla gelişmiş olanlar ve sanayi bölgelerine yakın olanlar bu teşviklerden daha kapsamlı yararlanmaları gibi geneli olumsuz etkileyen bir durumla karşılaşıldı.

2009’daki teşvik sistemiyle  teşvik kapsamı arttırıldı. Sektörel öncelikler gözetilerek teşvikler illere göre sektörler belirlenerek dağıtıldı. Ayrıca bir önceki uygulamalarda 3 olan destek araçlarının sayısı 5’e çıkartıldı.Belirlenen sektörler dışında kalan sektörlerin bölgesel teşviklerden yararlanmasının önü kesildi. Bu yolla bir önceki teşvik paketinin olumsuzlukları ve uygulama hataları bertaraf edilmeye çalışıldı.

Yeni Paket

Detayları tam olarak açıklanmasa da amacı, hedefleri ve yol haritasına dair ipuçları Ekonomi Bakanının sunumuyla ortaya çıkan, geçmiş uygulamalardan öğrenilerek hazırlanmış, kusurları olmakla beraber yenilenmeye açık bir teşvik paketiyle karşı karşıyayız. Öncelikle işe hayırlı olsun diyerek başlayalım. Ekonomi Bakanının sunumuyla teşvik paketiyle ilgili,  en az gelişmiş bölgelerde kalkınmanın sağlanması, bölgesel eşitsizliklerin giderilmesi, cari açığın kapatılması, üretimde katma değerin arttırılması, sektörel kümelenmeleri ve ileri teknoloji yatırımlarını destekleyerek ülkenin rekabet gücünün arttırılmasının amaçlandığını öğrenmiş olduk.

Yeni teşvik paketiyle eskilerinin aksine sektörel önceliklerin ön planda olacağı anlaşılıyor. Bu kapsamda Van’ın ve diğer 14 doğu ilinin olduğu sosyo-ekonomik olarak en az gelişmiş olan 6. bölge hem bölgesel hem de sektörel olarak teşvik açısında ön plana çıkıyor.  

Bu teşvik paketinin üzerinde durulmayan ancak orta vadeli bir zaman diliminde pozitif bir dönüşüme yol açacak en önemli unsur eğitim, ulaştırma ve test merkezleri yatırımlarının da  öncelikli yatırım kapsamına alınıyor olmasıdır. Eğitim, alt yapı ve bilgi üçlüsünün efektif kullanımı kalkınmaya katkı sağlayabileceği gibi  yeni teşvik paketi özel sektör merkezli eğitim yatırımlarını merkeze alarak insan kaynağı kalitesine ve rekabet gücüne olumlu etki yapması beklenen en önemli çıktılardan birisi olacaktır.

Bu paketle Organize Sanayi Bölgelerine (OSB)  yapılan yatırımlar daha kapsamlı olarak desteklenmekte. OSB’lere yapılacak yatırımlar bir alt bölgenin imkanlarından faydalandırılması ve son bölge olan 6. Bölgede ise OSB’lerde yapılacak yatırımların bölge dışındaki yatırımlara kıyasla daha uzun bir süre desteklerden faydalanabilecek.

Ayrıca yatırımlar üzerinde ciddi bir yük olan vergilerde indirimin yatırım aşamasında gerçekleştirilmesi, finansman yükünü azaltıp yatırımları daha cazip kılacaktır. Bölge düzeyi düştükçe verilen desteğin yatırım aşamasında kullandırılacak kısmının artıyor olması ise önemli bir avantaj.

Van Bu Teşvik Paketinin Neresinde

Sosyoekonomik olarak en geri kalmış 15 ilden biri olarak 6. Bölge içinde değerlendirilen Van’ın bu süreçte nerede olacağı ve ne yapacağı çok önemli.

Tekstil Kent projesinde bu paketten önce yol alınmış olması bir hayli önemli. Bu projeye ilk günden beri inananlardanım. Nedenine gelince 2005 yılında ülkenin tekstil ihracatının yüzde (%) 71’ni yapan İstanbul ve Bursa’nın 2011 yılında ihracatta % 61’e gerilemesi ve bu kaybın büyük kısmının Antep ve Maraş tarafından telafi ediliyor olması. Bu zaman diliminde Antep’in tekstil ihracatındaki payı %7’den %12’ye çıkmış, Maraş’ın ki  ise %3’ten %7’lere çıkmış.

Maliyetler nedeniyle özelikle emek yoğun sektörlerin bundan sonra Batı’daki üretim tesislerinde durmaları zorlaşacaktır. Bu tip yatırımların önemli bir bölümü doğuya kayabilecektir.

6. Bölge içinde özellikle  tekstil yatırımları konusunda Antep ve Maraş’a yakınlığından ve GAP projesinin merkezi olması nedeniyle Urfa ön plana çıkarılmakta. Yalnız unutulmamalı ki bizim elimizde yatırımcıya fiziksel mekanlarının hazır olarak verileceği altın değerinde bir tekstil kent projesi var. Bu avantajla bu tekstil kent projesine Türkiye’nin en iyi tekstil ihracatçılarının gelmemesi için hiçbir neden yok. Üst düzey küresel dünya markalarına Van Tekstil Kentinden ürün gönderilmesi artık hayal olmaktan çıktı, eşgüdümlü bir çalışmanın ürünü olmayı bekliyor.
Ekonomi Bakanının sunumunda bahsettiği “Yatırım Havzalarının” ilk örneğinin Van Tekstil Kenti olmaması için herhangi bir neden yok, yeter ki bu proje öncelikli olarak inanıp içerideki yatırımcıları teşvik edip, dışarıdan gelecek yatırımcıları ürkütmeyelim.

Artık Van’ı , toplumsal şahsiyetlerini ve kurumlarını önemli bir sınav daha bekliyor. Bu süreçte bizi 6. Bölgede en önemli konuma getirecek olan şey etkili ve sebep sonuç ilişkisi tutarlı bir tanıtım atağıdır. Yatırımcılara yatırımlarını neden Van’a yapmalarına dair teşvik edici, cesaretlendirici ve kucaklayıcı bir tanıtım atağına ihtiyaç var. Bunu yaparken de profesyonel destek alınması şart. Bu tanıtımı yaparken, Van’ın bölgesel kalkınma politikalarında hamiliğini yaptığı ve göç aldığı  Muş, Bitlis ve Hakkari’yi de bu tanıtım sürecinin dışında tutmamak olumlu ve Van’a yakışır bir tutum olacaktır.

Neler yapılmalı ?

Yazının çok uzadığının farkında olarak dağınık konu başlıklarıyla önem atfettiğim yerleri  ve hayal olmaktan çıktığını düşündüğüm görüşlerimi belki bir faydası olur umuduyla paylaşmak istiyorum;

  • İş-Kur’un ara eleman ihtiyacı için çok hızlı bir şekilde eğitim ve il dışı staj programlarına başlaması,
  • Araştırma-Geliştirme(AR-GE) Merkezlerinin kurulması özendirilerek, büyük firmaların AR-GE merkezlerinin bölgeye çekilmesi sağlanmalı ,
  • İhracat yeteneği olan yatırımcıyı çekmeye uğraşırken, ihracatı hiç bilmeyen yerel yatırımcının bu açığının destekler ve eğitimlerle kapatılması ,
  • Pomza gibi elimizdeki önemli bir varlığın sektörler arası kullanımının teşvik edilmesi ve katma değer kazandırılarak ihracata konu edilmesi için Araştırma Merkezi kurulması,
  • Bankaların Operasyon merkezleri ve firmaların çağrı merkezleri gibi  nitelikli iş gücü oluşmasına olanak sağlayan, hizmet sektöründeki yatırımların kazandırılması için lobi çalışmaları yapılması ve bunların teşvik kapsamına alınması,
  • Uluslararası politika ve batı bloğunun yanında yer almamız nedeniyle İran’la sınır ticaretimizin şimdilik artık çok zor olduğu gerçeğini unutmadan  bir kenara koyarak, İranlı turistlerin zevk ve tercihlerine dayalı tüketim kalıplarını dikkate alarak onları kazanma yoluna gitmeliyiz. Bunun içinde kapsamlı ve kurumsal bir AVM’nin olmazsa olmaz öncelikli bir şart olduğunu unutmamak gerekli,
  • Yerel firmaların Danışmanlık desteklerinden mutlaka faydalanmasını teşvik etmek ve henüz kuruluşu çok yeni olan AB İş Geliştirme Merkezini (ABİGEM)’i bu işte öncü kılmak,
  • Kalkınma ajansının ve Üniversitenin bu sürecin neresinde olacağı ve bürokrasiye yenik düşmeden çalışılabilecek bir ortamın oluşturulmasının kamuoyunca tartışılmasını sağlamak,
  • OSB’ler içine aynı iş kolundaki sermaye yapısı zayıf girişimcilerin (mikro ölçekli)        bir araya gelerek ortaklıklar kurmasının  desteklenmesi,
  • Organize Hayvancılık, Gökçenay Grubun mermer fabrikası ve benzerleri gibi  büyük yatırımlarında bu paketten yararlanabilmesi ve iki taraflı haksız rekabet şartlarına maruz kalınmaması adına daha yüksek bir ciro ve istihdam hedefli bir uygulamayla eski ve katma değer yaratan işletmelerinde bu teşvik paketine dahil edilmesi,
  •  Karayolu ve demiryolu taşımacılığıyla ilgili sorunların giderilmesi ve özellikle OSB bölgelerine Gar’dan yeni bir hatla raylı ulaşım sağlanarak lojistiğin önündeki engellerin kaldırılması , Kuzey Van Gölü demiryolu projesinin hızlandırılması,Van – Şırnak karayolunun hızlandırılarak Irak bağlantısının sağlanmasının  programa alınması,
  • Özellikle 6.Bölgenin limanlara ve batıya uzaklığıyla akaryakıt fiyatlarının yüksekliğini dikkate alarak, 6. Bölgede üretilen ve ihracata konu olan ürünlerin  nakliyesi üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesi,
  • En önemlisi ama en önemlisi cari açığı büyüten ara malı ithalatı  ürünlerinin önemli bir bölümünün 6. Bölge içerisindeki KOBİ’lerce üretilerek bir üst bölgelerdeki yerleşik dev işletmelere ara malı üretiminin desteklenmesi ve bu yolla cari açığın kapatılabilmesi için uygun ve stratejik modeller geliştirilmesi.