Yeni Teşvik Paketi
Yeni
teşvik paketi teknik detayları tam olarak ortaya konmasa da, yol haritası ve
iskeletiyle kamu oyuyla paylaşıldı. Teşvikler çoğu zaman devletin ekonomiye
müdahalesi ve bir haksız rekabet unsuru olarak serbest piyasacılar tarafından
arzulanmayan durumlar olarak tanımlanabilmektedir. Hükümetleri teşvik
uygulamalarına iten, öncelikle mevcut sanayilerini güçlü sanayi ülkelerinin
rekabetinden korumaktır.
Ekonomik
olarak cari açık problemimiz en öncelikli makro sorun olarak gösterilmekte ve
bölgeler arası gelişmişlik farklarının azaltılması hedeflenmekte. Bu teşvik
paketi ise bu sorunlara bir çözüm olarak algılanmakta. Bunlar ekonomik olarak
yapısal sorunlarımız ama önemli bir sorun daha var ki, bu sorunun çözümün de bu
soruna dolaylı olarak değil de doğrudan odaklanılması gerekiyor. Bu sorunda
gelir dağılımı adaletsizliğinden başka bir şey değil.
Yeni
teşvik paketiyle istihdam yapımızda bir değişiklik olacağı kesin ancak bu
değişimin gelirin adil dağılımına katkı sunmasını da politika belirleyicilerinin,
bunu doğrudan bir ekonomi politikası amacı olarak teşvik paketinin
muhteviyatına katmalarıyla mümkün olabilecektir.
Yakın
Geçmişten Teşvik Uygulamaları
İktidara
geldiği günden bu yana Ak Parti hükümetlerinin teşvik uygulamalarını olduğunu
görüyoruz. 2004 yılında 5084 sayılı kanunla başlayan Ak Parti hükümetlerinin
her teşvik uygulaması bir öncekinin düzeltilmiş ve ihtiyaçlara cevap veren yeni bir çabası gibi duruyor.
2006
yılında 5084 sayılı kanunda değişiklik yapan 5035 sayılı kanunun yürürlüğe
girmesinden sonra 2009 yılında yeni teşvik uygulamasına geçildi ve
ardından 2012 teşviki olarak anacağımız
yeni teşvik paketi ana hatlarıyla açıklandı.
5084 ve 5035 sayılı kanunlarla kişi başına
gelirin 1500 doların altında olduğu 49 il desteklendi. Bu teşviklerin kanunda
belirtilen amaçları ile bu illerde vergi ve sigorta teşvik primleri uygulamak,
yatırımlara bedelsiz arsa ve arazi temin etmek suretiyle yatırımların ve
istihdamların arttırılması gibi 3 çeşit destek aracına başvurulmaktaydı. Bu
teşvik paketiyle 49 il aynı statüde değerlendirildiğinden , göreceli olarak
daha fazla gelişmiş olanlar ve sanayi bölgelerine yakın olanlar bu teşviklerden
daha kapsamlı yararlanmaları gibi geneli olumsuz etkileyen bir durumla
karşılaşıldı.
2009’daki
teşvik sistemiyle teşvik kapsamı
arttırıldı. Sektörel öncelikler gözetilerek teşvikler illere göre sektörler
belirlenerek dağıtıldı. Ayrıca bir önceki uygulamalarda 3 olan destek
araçlarının sayısı 5’e çıkartıldı.Belirlenen sektörler dışında kalan
sektörlerin bölgesel teşviklerden yararlanmasının önü kesildi. Bu yolla bir
önceki teşvik paketinin olumsuzlukları ve uygulama hataları bertaraf edilmeye
çalışıldı.
Yeni
Paket
Detayları
tam olarak açıklanmasa da amacı, hedefleri ve yol haritasına dair ipuçları
Ekonomi Bakanının sunumuyla ortaya çıkan, geçmiş uygulamalardan öğrenilerek
hazırlanmış, kusurları olmakla beraber yenilenmeye açık bir teşvik paketiyle
karşı karşıyayız. Öncelikle işe hayırlı olsun diyerek başlayalım. Ekonomi
Bakanının sunumuyla teşvik paketiyle ilgili,
en az gelişmiş bölgelerde kalkınmanın sağlanması, bölgesel
eşitsizliklerin giderilmesi, cari açığın kapatılması, üretimde katma değerin
arttırılması, sektörel kümelenmeleri ve ileri teknoloji yatırımlarını destekleyerek
ülkenin rekabet gücünün arttırılmasının amaçlandığını öğrenmiş olduk.
Yeni
teşvik paketiyle eskilerinin aksine sektörel önceliklerin ön planda olacağı
anlaşılıyor. Bu kapsamda Van’ın ve diğer 14 doğu ilinin olduğu sosyo-ekonomik
olarak en az gelişmiş olan 6. bölge hem bölgesel hem de sektörel olarak teşvik
açısında ön plana çıkıyor.
Bu
teşvik paketinin üzerinde durulmayan ancak orta vadeli bir zaman diliminde
pozitif bir dönüşüme yol açacak en önemli unsur eğitim, ulaştırma ve test
merkezleri yatırımlarının da öncelikli
yatırım kapsamına alınıyor olmasıdır. Eğitim, alt yapı ve bilgi üçlüsünün
efektif kullanımı kalkınmaya katkı sağlayabileceği gibi yeni teşvik paketi özel sektör merkezli
eğitim yatırımlarını merkeze alarak insan kaynağı kalitesine ve rekabet gücüne
olumlu etki yapması beklenen en önemli çıktılardan birisi olacaktır.
Bu
paketle Organize Sanayi Bölgelerine (OSB)
yapılan yatırımlar daha kapsamlı olarak desteklenmekte. OSB’lere
yapılacak yatırımlar bir alt bölgenin imkanlarından faydalandırılması ve son
bölge olan 6. Bölgede ise OSB’lerde yapılacak yatırımların bölge dışındaki
yatırımlara kıyasla daha uzun bir süre desteklerden faydalanabilecek.
Ayrıca
yatırımlar üzerinde ciddi bir yük olan vergilerde indirimin yatırım aşamasında
gerçekleştirilmesi, finansman yükünü azaltıp yatırımları daha cazip kılacaktır.
Bölge düzeyi düştükçe verilen desteğin yatırım aşamasında kullandırılacak
kısmının artıyor olması ise önemli bir avantaj.
Van
Bu Teşvik Paketinin Neresinde
Sosyoekonomik
olarak en geri kalmış 15 ilden biri olarak 6. Bölge içinde değerlendirilen
Van’ın bu süreçte nerede olacağı ve ne yapacağı çok önemli.
Tekstil
Kent projesinde bu paketten önce yol alınmış olması bir hayli önemli. Bu
projeye ilk günden beri inananlardanım. Nedenine gelince 2005 yılında ülkenin
tekstil ihracatının yüzde (%) 71’ni yapan İstanbul ve Bursa’nın 2011 yılında
ihracatta % 61’e gerilemesi ve bu kaybın büyük kısmının Antep ve Maraş
tarafından telafi ediliyor olması. Bu zaman diliminde Antep’in tekstil
ihracatındaki payı %7’den %12’ye çıkmış, Maraş’ın ki ise %3’ten %7’lere çıkmış.
Maliyetler
nedeniyle özelikle emek yoğun sektörlerin bundan sonra Batı’daki üretim
tesislerinde durmaları zorlaşacaktır. Bu tip yatırımların önemli bir bölümü
doğuya kayabilecektir.
6.
Bölge içinde özellikle tekstil
yatırımları konusunda Antep ve Maraş’a yakınlığından ve GAP projesinin merkezi
olması nedeniyle Urfa ön plana çıkarılmakta. Yalnız unutulmamalı ki bizim
elimizde yatırımcıya fiziksel mekanlarının hazır olarak verileceği altın
değerinde bir tekstil kent projesi var. Bu avantajla bu tekstil kent projesine
Türkiye’nin en iyi tekstil ihracatçılarının gelmemesi için hiçbir neden yok.
Üst düzey küresel dünya markalarına Van Tekstil Kentinden ürün gönderilmesi
artık hayal olmaktan çıktı, eşgüdümlü bir çalışmanın ürünü olmayı bekliyor.
Ekonomi
Bakanının sunumunda bahsettiği “Yatırım Havzalarının” ilk örneğinin Van Tekstil
Kenti olmaması için herhangi bir neden yok, yeter ki bu proje öncelikli olarak
inanıp içerideki yatırımcıları teşvik edip, dışarıdan gelecek yatırımcıları
ürkütmeyelim.
Artık
Van’ı , toplumsal şahsiyetlerini ve kurumlarını önemli bir sınav daha bekliyor.
Bu süreçte bizi 6. Bölgede en önemli konuma getirecek olan şey etkili ve sebep
sonuç ilişkisi tutarlı bir tanıtım atağıdır. Yatırımcılara yatırımlarını neden
Van’a yapmalarına dair teşvik edici, cesaretlendirici ve kucaklayıcı bir tanıtım
atağına ihtiyaç var. Bunu yaparken de profesyonel destek alınması şart. Bu
tanıtımı yaparken, Van’ın bölgesel kalkınma politikalarında hamiliğini yaptığı
ve göç aldığı Muş, Bitlis ve Hakkari’yi
de bu tanıtım sürecinin dışında tutmamak olumlu ve Van’a yakışır bir tutum
olacaktır.
Neler
yapılmalı ?
Yazının
çok uzadığının farkında olarak dağınık konu başlıklarıyla önem atfettiğim
yerleri ve hayal olmaktan çıktığını
düşündüğüm görüşlerimi belki bir faydası olur umuduyla paylaşmak istiyorum;
- İş-Kur’un ara eleman ihtiyacı için çok hızlı bir şekilde eğitim ve il dışı staj programlarına başlaması,
- Araştırma-Geliştirme(AR-GE) Merkezlerinin kurulması özendirilerek, büyük firmaların AR-GE merkezlerinin bölgeye çekilmesi sağlanmalı ,
- İhracat yeteneği olan yatırımcıyı çekmeye uğraşırken, ihracatı hiç bilmeyen yerel yatırımcının bu açığının destekler ve eğitimlerle kapatılması ,
- Pomza gibi elimizdeki önemli bir varlığın sektörler arası kullanımının teşvik edilmesi ve katma değer kazandırılarak ihracata konu edilmesi için Araştırma Merkezi kurulması,
- Bankaların Operasyon merkezleri ve firmaların çağrı merkezleri gibi nitelikli iş gücü oluşmasına olanak sağlayan, hizmet sektöründeki yatırımların kazandırılması için lobi çalışmaları yapılması ve bunların teşvik kapsamına alınması,
- Uluslararası politika ve batı bloğunun yanında yer almamız nedeniyle İran’la sınır ticaretimizin şimdilik artık çok zor olduğu gerçeğini unutmadan bir kenara koyarak, İranlı turistlerin zevk ve tercihlerine dayalı tüketim kalıplarını dikkate alarak onları kazanma yoluna gitmeliyiz. Bunun içinde kapsamlı ve kurumsal bir AVM’nin olmazsa olmaz öncelikli bir şart olduğunu unutmamak gerekli,
- Yerel firmaların Danışmanlık desteklerinden mutlaka faydalanmasını teşvik etmek ve henüz kuruluşu çok yeni olan AB İş Geliştirme Merkezini (ABİGEM)’i bu işte öncü kılmak,
- Kalkınma ajansının ve Üniversitenin bu sürecin neresinde olacağı ve bürokrasiye yenik düşmeden çalışılabilecek bir ortamın oluşturulmasının kamuoyunca tartışılmasını sağlamak,
- OSB’ler içine aynı iş kolundaki sermaye yapısı zayıf girişimcilerin (mikro ölçekli) bir araya gelerek ortaklıklar kurmasının desteklenmesi,
- Organize Hayvancılık, Gökçenay Grubun mermer fabrikası ve benzerleri gibi büyük yatırımlarında bu paketten yararlanabilmesi ve iki taraflı haksız rekabet şartlarına maruz kalınmaması adına daha yüksek bir ciro ve istihdam hedefli bir uygulamayla eski ve katma değer yaratan işletmelerinde bu teşvik paketine dahil edilmesi,
- Karayolu ve demiryolu taşımacılığıyla ilgili sorunların giderilmesi ve özellikle OSB bölgelerine Gar’dan yeni bir hatla raylı ulaşım sağlanarak lojistiğin önündeki engellerin kaldırılması , Kuzey Van Gölü demiryolu projesinin hızlandırılması,Van – Şırnak karayolunun hızlandırılarak Irak bağlantısının sağlanmasının programa alınması,
- Özellikle 6.Bölgenin limanlara ve batıya uzaklığıyla akaryakıt fiyatlarının yüksekliğini dikkate alarak, 6. Bölgede üretilen ve ihracata konu olan ürünlerin nakliyesi üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesi,
- En önemlisi ama en önemlisi cari açığı büyüten ara malı ithalatı ürünlerinin önemli bir bölümünün 6. Bölge içerisindeki KOBİ’lerce üretilerek bir üst bölgelerdeki yerleşik dev işletmelere ara malı üretiminin desteklenmesi ve bu yolla cari açığın kapatılabilmesi için uygun ve stratejik modeller geliştirilmesi.