EDEP YA HU!
En kuytu yerinde gecenin,
Yola düşmek zamanı…
Prangalardan arınmış düşlerin
Umuda büründüğü saatlerde
Fırtınalardan arta kalan çamurda
İnsan benliğini arayanların
Şizofren kelimelerle buluşmasının zamanı…
Yürümekle beraber emekleyen
Koşarken aslında durmayı becerebilen
Ormana düşünce,
İnsan kalmak için direnen
Vahşi bir çığlığın
Medeniyete bürünmüş yerinde
Dalından koparak
Cennetten doğan suyla gelen
Yurdundan Irak o meyvenin
Hamlığının
unutulmuşluğunun zamanı..
Nefsine yenik düşen dervişin
Dergahında izzet bekleyen şeyhin
Nefesinden aşk dökülen fakirin
Dilinden HU,
Yüreğinden HU,
Zihninden HU dökülen garibin,
Emeğinden ter damlayan işçinin,
Diktatörün, zorbanın ve zalimin
Nefretin karanlığına yenik düşenlerin,
Haramdan medet, medetten hayır umanların,
Hep birlikte buyurun;
EDEP YA HU! deme zamanı…