30 Aralık 2012 Pazar

Son Osmanlı Kedisi Ustura Pişik

Merhaba Ben Son Osmanlı Kedisi Ustura Pişik,
Beni çoğunuz tanırsınız, ekseriyetle Van Kedisi ve memleketimde bana  pişik derlermiş.
 
Özgürlüğüme çok düşkün olduğumu söylerler. Öyleyimdir çok şükür...
 
Dedem ve Kardeşi Pamuk halamın Hikayesi  uzundur ama rahmetli dedemin ağzından anlatayım azıcık; 
 
"Kardeşim Pamuk esir düşmüştü. Osmanlı Sarayında Padişahın kızı Ayşe Sultanın yanındaydı.
 
Padişah kardeşimi görür görmez çok beğenmiş ve Ayşe Sultan'dan istemiş, Ayşe Sultanda kardeşimi Padişaha hediye etmiş.
 
Kardeşim sarayın bahçesinde gördüğü bir kediyle bana taa Van'a haber miyavladı ve dört patiye soluğu İstanbul'da aldım.
 
Padişahı sürgüne yolladılar yanında Pamuk'uda götürdü gizliden bende bindim gemiye."
 
Kölelik maceramız böyle başlamış işte. 
 
Daha sonraları çok sıkıntı çekmedik zaten, Van'dan bir çok akrabamızı kaçırıp Avrupa'ya getiriyorlardı.  
 
Türümüzün adına bir kulüpte kurdular. İnanın insana bizim kadar değer vermiyorlar ha...
 
Van Balığının kokusuna, horhorun gürültüsüne, sobanın sıcağına, gölün o mavi sularına, Pamuk halam anlattıkça hasret kaldık hasret.
 
Size sitemim var hemşerilerim, bizi oralarda rahat bırakmadınız. Özgürlüğüne çok düşkündür dediniz ama biz gurbet ellere düşdük. 
 
Duydum ki memlekette bizi korumak için başka çare kalmamış bir mapushane yapmışlar. 
 
Memleketimin sokaklarında özgürce dolaşamıyormuş artık kuzenlerim. 
 
Canınız sağolsun rahat edin buralarda oradan daha özgürüz, karışanda yok satmak için kaçıranda... 
 
Size kendimden bahsetmeyi unutmayayım. Her ne kadar İngiltere'de doğup büyümüş olsamda Osmanlı kedisiyim.
 
Öyle nazlı, kaprisli kedilere benzemem. Nara atarcasına miyavlar, Osmanlı tokatı gibi patiyi indirdimmi adamı yere sererim, tırnağım da ustura gibidir, namım oradan gelir.
 
 Şiddete aşina değilim ama haksızlığa, hukuksuzluğa da gelemem.
 
Haksızlık, hukusuzluk demişken Ankara Büyükşehir Belediyesi almış benim fessiz fotoğrafımı yapmış kendine logo. Ankara Kedisi bir ahbabım vardı. Biz ona Seymen Pişik derdik. Kahramandı, mertti. O bile sinirlendi Ankara nere Van nere diyerek.
 
Bize sahip çıkamadınız bari namımıza sahip çıkın.
 
Yakında memlekete dönüyorum haberiniz ola, kuzenlerime, yeğenlerime haber saldım, memlekette Hür Pişik Fırkasını kurup özgürlük mücadelesi vermek niyetindeyiz.   
 
Bendenizde Cumhuriyetle henüz tanışmamış gurbetteki hemşeriniz Son Osmanlı Kedisi Ustura Pişik olarak sürcü lisan eylediysem affola.
 Bize uzun yıllardır ev sahipliği yapan İngiltere'deki Turkish Van Cat Club'da 2013 yılını fesli vesikalık fotoğrafımı kullanarak kutluyor, haberiniz ola, yeni yılınızda kutlu ola.
 
Miyav...
 

 

 
 
 
 

29 Aralık 2012 Cumartesi

1994 Van Uçak Kazası



Geçenlerde uydu yönlendirmesiyle Van Ferit Melen Havalimanına Gece Uçuşları başlatıldı. Bu haberleri takip ederken aklıma bundan tam 18 yıl önce 29 Aralık 1994'te şu anki Edremit Tokilerine çok yakın olan kale mevkiine çakılan THY'nin 278 Sefer sayılı uçuşunu yapan Mersin adlı uçak geldi.

Bu uçak kazasında 57 kişi hayatını kaybetti. Pilotaj hatasından kaynaklanan kazadan bugüne kadar Van'da havalanı konum olarak değiştirilmese dahi tedbirler arttırıldı. Ulaştırma Bakanı '2002 yıl sonunda Van'a gelen yolcu sayısı 127 bin iken bu sayı 2011'de 1 milyon 56 bine çıkmış olduğunu geçtiğimiz günlerde bizlerle paylaşıyordu.

Aslına bakacak olursak yolcu sayısı son on yılda  10 katına çıkmış olmasına rağmen Hava alanı hizmet kalitesi ve fiziki koşullarıyla bu talep artışının gerisinde kalmaktan bir türlü kurtulamıyor.

Yeni bir havaalanını tartışma fikri şimdilik bir kenarda dursun ancak Van'da yaşanan kaza Bir Boeing 737-400'ün karıştığı 2., Türk Hava Yolları'nın geçmişindeki 5. büyük kazadır. Yani Dünya ve Ulusal Havacılık tarihinde yer almış bir kazadır.

Bugün Batı toplumları anıtlarla ve müzelerle geçmişlerinde yer alan olayları yerel , ulusal ayrımı gözetmeksizin diri tutmaktadırlar. Bizdeki Zeve  Anıtını birçoğumuz bilmeyiz ama mesela Ermenistandaki "Soykırım" anıtını bilmeyenlerimiz yoktur.

Bugün üst kısmında TOKİ'ler altında Kamu kurumları, lüks konutlar, okullar yükselen Mersin Uçağının düştüğü mevkii bomboş olarak duruyor. Bir batı  veya gelişmiş bir uzak doğu ülkesinde benzeri bir olay yaşanmış olsaydı şimdi orada bir anıt park yükselmiş olacaktı.

29 Aralık 1994 günü Van'da olanlar  çok iyi bilirki Jandarmanın yolu kapatmasına ve yağan kara rağmen kazayı duyan Vanlılar jandarma barikatlarını arabalarıyla aşarak o yağışa rağmen koşarak o dağa tırmandılar. Soğuğa ve kara  rağmen yıkılan eski devlet hastanesinin önündeki kan verme kuyruğuna şahit olmuşluğum var.

Şimdi hepsi geride kaldı, ölenler öldü yaşayanlarsa hala hayatını devam ettiriyor. Ölenlere rahmet, yaşayanlarada can sağlığı dilemek en güzeli.  Umarım günün birinde oraya bu elim kazayı ve o dönemde Vanlıların ve Türkiye'nin yine Van için tek yürek olduğunu unutturmayacak bir anıt park yapılır.

Aşağıda O günkü kazayı özetleyen bir metin var, şimdilik esen kalın...

"29 Aralık 1994 günü Boeing 737-400 tipi Mersin adlı THY uçağı Ankara-Van seferini yapmak üzere 7 mürettebat ve 69 yolcuyla saat 13:52'de (TSİ) Esenboğa Uluslararası Havalimanı'ndan havalandı. Sis ve tipi nedeniyle görüş mesafesinin azalması ve inişin riskli hale gelmesiyle Van Hava trafik kontrolün yaptığı Ankara'ya dönme çağrısı kaptan pilot Adem Ungun tarafından reddedildi. Kararında ısrarlı olan kaptan pilot Adem Uygun iki iniş denemesinden sonra üçüncü bir girişimde daha bulundu. En son saat 15:30'da iletişim kurulan uçak Van'a 13 km mesafede Kale Tepesi mevkiine düştü.
Kazada uçakta bulunan 76 kişiden 5'i mürettebat toplam 57'si yaşamını yitirdi."*

*http://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrk_Hava_Yollar%C4%B1'n%C4%B1n_278_sefer_say%C4%B1l%C4%B1_u%C3%A7u%C5%9Fu