20 Mart 2014 Perşembe

'Engel'li Twitter



Bilgi Teknolojileri ve iletişim kurulunun web sitesindeki açıklamaya istinaden Twitter’a “KORUMA TEDBİRİ” uygulanmaya başlandı ; “Bu İnternet sitesi (twitter.com) hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı (TMK 10. Maddesi İle Görevli)'nin 20/03/2014 tarih ve sayılı kararına istinaden Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı tarafından KORUMA TEDBİRİ uygulanmaktadır”. 


Mealen Twitter’a erişim engellendi yani daha açık bir ifadeyle yasaklandı!

Yasak; günümüzün en ürkütücü kelimelerinden birisi halini aldı.

Telekomünikasyon alt yapısının geliştiği, akıllı iletişim teknolojilerinin çevremizi kuşattığı günümüzde ülkemiz için hala sosyal medyaya erişimin tartışılır bir konu olması sarsıcı bir gerçeğimiz olma halini sürdürüyor.

Sosyal medya dediğimiz şey yeni medya düzeninin merkezinde yer alan ve insanları çevrelerine, ülkelerine ve dünyaya daha güçlü bir şekilde entegre eden görünmeyen bir gücün ta kendisi.

Özellikle Türkiye’de Facebook ve Twitter’ın kullanım sıklığına bakınca, ister alışkanlık, ister yaşam tarzının yeni bir parçası istersek gereksiz  bir ayrıntı olarak değerlendirelim ama arka plana atamayacağımız bir gerçek var ki o da sosyal medyanın hayatımızda işgal ettiği yerin büyüklüğü olacaktır.

Sosyal medya bireyler için sadece bir haber alma kaynağı olmanın yanı sıra haber verme ve paylaşma gibi haberleşmenin, pazarlama, tanıtım ve reklam unsurlarının geniş ve yoğun bir şekilde kullanıldığı önemli bir güncel araç haline geldi.

Evet, hepimizin artık neredeyse bir kardeşi haline gelen sosyal medyayı övmeyi bir kenara bırakıp, erişime getirilen engeli tartışmamız yerinde olacaktır.

Dünyada 250 milyona yaklaşan, Türkiye’de 12 milyonu aşan kullanıcısı olan Twitter’a Çin’de yasak olduğu için genel olarak erişim sağlanamıyor. İran’da ise 2009’da ki Devlet Başkanlığı seçimlerinden önce yasaklanan Twitter, 2013 Eylül’ünde yeniden erişime açıldı. Bugün itibariyle bu erişim engeli kaldırılmadığı takdirde Çin’le beraber aynı kategoride yer alıp, İran örneğinde olduğu gibi seçim öncesi “zamanlaması manidar” bir tarihsel benzerliği de paylaşmış olacağız.

Yasakların engellenmesi ve vatandaşların kendilerini özgür olarak hissedip, nitelendirmeleri yasalarla kazanılmış haklarla beraber insanların yaşam pratiklerinde hayat tarzlarını muhafaza veya modernize edebilecekleri, kendilerini ifade edebilecekleri platformların varlığı ve güçlülüğüyle mümkündür.

Başbakan’ın Bursa mitinginin ardından verdiği kapatılma sinyallerinin, gece saatlerinde mahkeme kararıyla yasal bir erişim engeline dönüşmüş olması demokratik bir ülke olma yolunda almamız gereken önemli bir mesafenin de olduğunun göstergesidir.

Twitter yasağı fark edilmeye ve haber olmaya başladıkça DNS ayarlarının değiştirilerek ve bir takım uygulamalar indirilerek erişimin sağlanabileceği duyurulmaya başlandı. Nitekim bu yönteme de fazlasıyla başvuruldu.

Tabi DNS ayarlarını her daim değiştirmek bir yol olabilir ama ahlaki bir tartışmaya yol açmayacak şekilde internete özgürce erişim hakkınızı savunmak bu süreçteki en önemli ve etkin yol olacaktır.

17 Aralıktan sonra ortaya çıkan bilgi bombardımanı ister istemez toplumun algısını adeta alt üst ederek neyin doğru neyin yanlış olduğuna dair büyük bir kafa karışıklığına sebebiyet verdi.

Şeffaflığa her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz bu süreçte, tüm iddiaların üzerine cesaretle gitmek, her türlü yolsuzluk ve vesayet iddialarının hukuk içinde ispatı için ortak bir tepkide buluşabilmenin en doğru yol olması gerekirken, seçim meydanları üzerinden ayrışmak ve ötekileşmek ister istemez vicdanlarımızda ve demokrat duygularımızda büyük gedikler açacaktır.

Bugün Twitter’ı kapatmak yani sosyal medyanın böylesine etkin ve kitlesel bir kanalına müdahale etmek ortada dolaşan iddialar karşısında kamuoyundaki “acaba”ları derinleştireceği gibi, zamanlamasıyla seçim öncesine denk gelmiş olması ve erişimin engellenmesi şekli Türkiye’de siyasetin sandığa dayanmayan en önemli boyutu olan vicdani meşruiyetin derinden sarsılmasını da sağlayabilecektir.   

Cumhurbaşkanından başlayıp, devlet/siyaset protokolünün Twitter hesabı olan tüm mensupları hesaplarına erişmeye çalışıp erişemediklerinde mahkeme kararına saygılarını ifade edip görüş mü beyan edecekler yoksa sosyal medyaya erişmenin günümüz için doğal bir hak olduğunu özgürce savunabilecekler mi?

Hele ki farklı toplumların ve grupların birbirini anlamada, sosyal medyadaki yorum ve eğilimleri dikkate aldığını, işin uluslararası itibara etkisini ve doğrudan sermaye yatırımlarını etkileyen ekonomik boyutunu da düşününce, neticeyi bekleyip göreceğiz, ama bir konuda herkes net galiba; olmadı…
    







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder