Toprağımıza düşen ateş hepimizi kavurdu geçti. Her birimiz aynı şiddette olmasa da afetler karşısındaki çaresizliğe tanık olup bir kere düştük.
Bu düşüşler karşısında kimimiz hemen doğrulup kalkabildik ancak içimizde kalkmakta uzunca bir süre zorlanacaklarımızın sayısı da bir hayli fazla.
Ne kadar zorsa kurulu düzenden kopup çadır altında yaşamak, depremi bir anda bir çırpıda unutmakta o kadar zordur.
Bu depremi Türkiye’deki benzer şiddetli depremlerden ayıran en büyük özellik milletin ve özellikle sivil toplumun devletle eşzamanlı olarak seferber olabilmesiydi.
Beton, kerpiç ve yığma binalardan oluşan memleketimde şimdi bezden yapılar yükseliyor.
Uykusuz geçen gecelerin şafağında gözümüzü yumduğumuz her anın titrek bir istirahattan ibaret olduğunun da farkına varanlardan olduk.
İmdadımıza koşan Anadolu’nun yek vücut olmayı başarabilmiş kadim halklarının ve uluslar arası camianın yardımlarını bir kenara koyduğumuzda, Van için harcanan çaba 7.2’lik depremin çıkardığı enerjiye bedel bir potansiyel barındırıyor.
Yeni bir Van inşa edilecek bundan kimsenin endişesi olmayacaktır. Ancak yavaş yavaş kafamızı kurcalaması gereken soru kurulacak yeni Van’daki kentsel ve kırsal afete hazırlıklı yaşam zihniyetiyle anlamsızlaşan kent kültürünün ne olacağı yönünde.
Böylesine büyük bir şokun ardından büyük bir yeniden inşanın geleceğine eminiz. Bu eminlik içinde emin olmak istediğimiz bir husus ise bu süreçte afete karşı geliştirmemiz gereken duyarlılığın ortaya çıkabilecek rant kavgalarının gölgesinde kalmamasıdır.
Bayram yaklaşıyor, bu bayram bir çok hanenin şeker tasları Türkiye’nin yardımsever insanları tarafından doldurulacak. Ocaklarda dünyanın dört bir tarafından gönderilen kurbanların etleri pişirilecek.
Allah nasip ederse buralardan daha yazacaklarımız olacaktır, ama şimdilik deprem vesilesiyle kısa kesmek makbulü.
Unutmadan ; Somali’ye yaptığımız yardımları karşılıksız bırakmamak için, depremi duyar duymaz Türkiye’de okudukları şehirlerden kopup bize yardımcı olabilmek için gelen ten renkleri bizimkilerden oldukça farklı ancak ruhlarımızın ve vicdanlarımızın rengi bir o kadar birbirine yakın olan kardeşlerimizin de yanımızda olmalarının bize anlattığı o kadar şey var ki…
Bir çadır kent çocuğunun tebessümünün masumiyetini, bayram kucaklaşmasının sıcaklığıyla harmanlayabileceğimiz, akın akın gelen yardımlarla 72 milyonla Vanlı olabildiğimiz, 1000 yıllık kardeşliğimize 1000 yıllık daha kanın verildiği, gündemin depremden çıkıp, esenlik olabileceği, eli öpülesi, umudu daim, heyecanı gür, dayanışması çok ve duası bol bir bayram olsun bizim bu ilk depremzede bayramımız…
Bayramımız Kutlu Olsun
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder